İnatçı çocuklar olan bazı ebeveynler çocuklara nasıl davranacağını ve nasıl bu sürecin üstesinden gelebileceğini bilememektedir. Çocuklar gelişim sürecinde bazı dönemlerinde inatçı davranabilmektedir. Aslında gelişim sürecinde 1,5-3 yaşları arasında çocukların inatçı davranışları sergilemesi anormal bir durum değildir. Ancak bu sürecin sağlıklı atlatılabilmesi için bazı noktalarda bilgi sahibi olmak önemlidir.
Çocuklarda İnat Döneminde Hangi Özellikler Görülür?
Çocukların bağımsız olduklarını fark etmeye başlamaları ve keşfetmeye olan merakları inatçılıklarını tetiklemektedir. Çocuğun gelişiminde yürümeye başlaması, keşfetmeye ve etrafı incelemeye meyilli hale gelmesi 1-1,5 yaş döneminden sonra sağlıklı çocuklarda görülen normal bir süreçtir. Çocuğun yürümeye başlaması sınırlı bir alandan dünyayı keşfe doğru çocuğu itmektedir. Yürümeyle sürekli hareket halinde olan çocuk, ebeveynler tarafından zorla ve açıklama yapılmadan konan yasaklara ya aşırı uyum sağlamakta ya da bağımsızlığının keyfini yaşamak için anne-babaya direnebilmektedir.
İnatçı Çocuğa Nasıl Davranılmalıdır?
Çocuğun ebeveynlerden ayrı bir birey olduğunu ve ayrı bir kişiliğe sahip olduğunu unutmamak gerekmektedir. Çocuğun ebeveynlerle uyumlu bir iletişime sahip olabilmesi için onun gelişimine doğru destek verilmelidir. Bunun yapabilmesi içinse çocuğun ebeveynlerden farklı olduğunu, kendi düşünceleri, duyguları ve istekleri olduğunu unutmadan sınırları ve kuralları koymaya çalışmak gerekmektedir.
18. aydan itibaren çocuğun odak noktası kendi olduğundan yaptığı işler istediği gibi gitmezse sinirlenebilmektedirler. Başkalarının kendinden farklı istekleri olabileceğini de anlayamamaktadır. Başka çocuklarla bir araya geldiğinde sinirlenirse onları itebilmekte veya ısırabilmektedir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında hemen müdahale edip çocuğu durdurmaya çalışmak çok doğru değildir. Çocuk ebeveyni ya da bir başkasını ısırdığında veya ona vurduğunda çok kısa bir açıklama yapıp olduğu ortamdan uzaklaştırmak ve sakinleşmesini beklemek gerekmektedir. Sakinleşene kadar onunla birlikte kalmak ve bunun doğru bir davranış olmadığını mimiklerle ya da beden diliyle belli etmek önemlidir. Bu davranışları gösterdiğinde ne olursa olsun gülmemek gerekir. Çünkü gülmek çocuğa bu konuda toleranslı olabileceğinizi düşündürebilmektedir. Ebeveyn çocuğu ikna etmeye çalışmamalıdır sadece sakinleşmesini beklemelidir.
Çocuklarda gelişen bu inatlaşma döneminde ebeveynler sınırları ve kuralları net olarak belirleyebilir, her zaman tutarlı ve kararlı olarak bunları uygulayabilirse çocuklar o kurallarla yaşamayı öğrenecektir. Özellikle bu dönemde, her konuda inatlaşmadan, az ama kesin kurallar koymak fayda sağlayacaktır. Bunun yanında ebeveynlere veya çocuğa zararı olmayan konularda ise inatlaşmamak, istediğini vermekten çekinmemek gerekmektedir (lambayı açmak, asansör düğmesine basmak vb.). Çünkü bu istekler çocuğun kendi başına bir şeyleri yapabildiğini görmek istemesinden doğmaktadır.
Çocuklarda inatlaşmayla başa çıkmak ne kadar zorlu olursa olsun bir güç savaşı veya üstünlük kurma mücadelesi değildir. Maalesef ebeveynler bu yanlışa sık düşmektedir. Ebeveynler çocuklarla inatlaşmayı sürdürmek veya kazanmaya çalışmak yerine uzlaşmacı yollar denemelidir.
Bunlarda ilki çocuğa seçenek sunmaktır. Örneğin çocuk evin içinde top oynamak istiyor ve bu ebeveynin koyduğu kurallara göre yapılmaması gereken bir davranış ise o zaman ebeveyn; “İki seçeneğin var: İstersen dışarıda top oynayabilirsin ya da içeride kalıp buradaki oyuncaklarınla oynayabilirsin.” diyebilir. Bir diğer yöntem ise koşul koyma yöntemidir. Örneğin çocuk yemek saatinde çikolata yemek istiyor. Bu isteğe direkt hayır demek yerine “Olur tabii çikolata alabilirsin; ama önce yemek yemen gerekiyor.” şeklinde koşul koyarak iki tarafında kazanacağı ve uzlaşacağı bir yol bulunması sağlanabilmektedir.
İnatçı Çocukla Nasıl Başa Çıkılır?
Ebeveynler şunu unutmamalıdır ki çocuğun inatlaşması veya huysuzluğuyla başa çıkmanın sihirli bir formülü yoktur. Ancak duyarlı ve tedbirli bir yaklaşımla bu dönemi daha az sıkıntılı atlatabilmek için bazı önerilerde bulunulabilir:
- Ebeveynler çocuklarına kararlı olduklarını hissettirmeli, tutarlı davranmalı, özellikle anne ve baba olarak paralel yaklaşımlar gösterilmelidir.
- Çocuğun inadını körükleyecek davranışlar önceden sezilmeli ve bununla ilgili önlem alınmaya çalışılmalıdır.
- Çocuklar inatlaşarak huysuzluk yaptığında ilgi gösterilmemeli bunun yerine sakinleştiğinde ilgi gösterilmelidir.
- “Hayır” kelimesini kullanmamaya çalışarak, ebeveyn beklentisini anlatmaya çalışmalıdır (“Hayır, çiçekleri kopartma.” yerine “Çiçeklere zarar vermeyeceğini biliyorum, aferin.” gibi).
- Çocuk kendisini sözel olarak ifade etmesi için desteklenmelidir. Ebeveynler bu konuda model olmalıdır. Buradaki amacın kimin güçlü kimin güçsüz olduğunu kanıtlamak olmadığı hissettirilmelidir.
- Kalabalık bir yerde tutturma, inat ve huysuzluk davranışları ortaya çıktığında, ebeveynler insanların kendilerine baktığını düşünülerek geri adım atmamalı, bulunan ortamdan uzaklaşmalıdır. (“Sakinleşene kadar arabada bekleyeceğiz.” gibi).
- Dikkatin başka bir noktaya çekmesine çalışılmalıdır.
- Kendi yapmak istediği işlerde destekleyici olunmalıdır. (Giyinmek, yemek…)
Tabii bu önerilere uymak her ebeveyn için kolay olmamaktadır. Eğer ebeveynler kuralların sürekliliğini sağlayamadığını düşünüyorsa, kuralları koyarken kendini suçlu hissederek geri adım atıyorsa, eşiyle tutarsız ve farklı yaklaşımlar benimsiyorsa, çocuk öfke krizleriyle kendine zarar verecek duruma geldiyse bir psikologdan yardım almak faydalı olacaktır. Bu noktada konuyla ilgili ayrıntılı bilgi almak, destek talebinde bulunmak veya randevu almak için iletişim adreslerinden bana ulaşabilirsiniz.
Klinik Psikolog
Bengisu Eğridere
YORUM YAZIN