İki yaş sendromu çocuklarda yaklaşık bir buçuk yaşından başlayarak üç buçuk yaşına kadar devam eden bir gelişimsel süreçtir. Çocukların yürümeye ve dünyayı keşfetmeye başlamalarıyla birlikte kendilerinin de bir birey olduklarını fark ettikleri, kişiliklerinin oluştuğu ve yapmayı istedikleri şeyleri nasıl yerine getireceklerini öğrendikleri bir dönemdir. Ancak bu süreçte ebeveynler çocuklarını anlamakta veya çocuğun değişen davranışlarına dayanmakta zorlanabilmektedirler. Bu dönemde çocukta ikilemlerle gelen kararsızlık hali, inatçılık ve ne yapacağını bilememe şeklinde davranışlar görülebilmektedir. Çocuğun inatçılık, ısrarcılık, huysuzluk ve isteklerini zorla kabul ettirme isteği sebebiyle halk arasında bu dönem “birinci ergenlik” olarak da adlandırılmaktadır.
Aslında bu dönemin en büyük sıkıntısı ailelerin yemek ve tuvalet eğitimini çocuklarına edindirme sürecinde ortaya çıkmaktadır. Çişini ve kakasını istediği zaman tutup, istediği zaman bırakabilmeyi keşfeden çocuk hem ebeveynlerine karşı büyük bir güç elde etmiş hem de onları kontrol edebilmekten büyük bir zevk almaya başlamıştır. Bunun tek sebebi çocuğun bağımsızlığını ve bireyselliğini yaşama isteğidir. Bu nedenle ebeveynler tuvalet eğitimi süresince çocuklarıyla inatlaşmamalı, zorla tuvalet veya yemek eğitimi vermeye çalışmamalıdır. Çünkü tuvalet eğitimine hazır olmayan çocuğa verilen zorlayıcı ve baskılayıcı eğitim çocuk psikolojisi açısından tehlikeli olabilmektedir. Çünkü bu baskıyla karşılaşan çocuğun iki seçeneği vardır; ya boyun eğecek ve anneyi memnun etmek için çişinden veya kakasından vazgeçecek ya da ebeveynlerle iyice inatlaşarak onlara direnecektir. Bu inatlaşma da çoğunlukla çocuğun olup olmadık yerlerde altını kirletmesine neden olabilecektir. Ancak her iki durumda da çocuğun bağımsızlığı engellendiğinden ve özerkliği kısıtlandığından kendi için değil başkalarının memnuniyeti için yaşayan bir kişiliğin temelleri atılacaktır.
Bu dönemde yaşanacak diğer çatışma kaynağının da yemek yeme eğitimi olduğundan bahsetmiştim. Anne-babaların yemek yeme konusunda ısrarcı olmaları ve çocuk döküp saçmasın diye çocuğun yemesine izin vermemeleri çocuğun bağımsızlık çabasına bir darbe olacaktır. Ebeveynlerden bu davranışları gören çocukta bu darbeye çoğu zaman inatlaşarak, yemeyi reddederek, yemeği ağzında tutarak veya tükürme davranışı göstererek tepki verecektir. Bu noktada aileler çocuk açken çocuğun yemeğe ellemesine, ağzına götürmesine veya dokunmasına izin vermeli hevesini alınca da beslemeye devam etmelidir.
İki Yaş Sendromunda Neler Görülür?
- İnatçılık
- Öfke nöbetleri (ağlama ve isteklerini bu şekilde yaptırmaya çalışma gibi)
- İştah azalması
- Uyku düzeninde farklılaşma
- Huzursuzluk
- Hayır kelimesini sık kullanma
- Etrafındaki kişilere vurma, saldırganca davranışlar sergileme
- Kendine zarar verici davranışlar sergileme (saç çekme, kendine vurma gibi)
Bu dönemde çocuk sürekli evde ve enerjisini boşaltacağı aktiviteler yapamıyorsa, yemek yeme, temizlik veya tuvalet eğitimlerinde baskı söz konusuysa, anne-baba aşırı koruyucu veya engelleyici davranıyorsa, aile içi çatışma veya şiddet varsa iki yaş sendromu daha da sıkıntılı geçebilmektedir.
Ebeveynler İki Yaş Sendromundaki Çocuklara Nasıl Davranmalıdır?
- Ebeveynler bu dönemin bir geçiş aşaması olduğunu bilmeli ve çocuğun davranışlarını normal karşılamalıdır.
- Anne-babalar çocukla inatlaşmamalı, her zaman orta yolu bulmaya çalışmalıdır.
- Çocuk ısrarla bir şeyi almak veya yapmak için tutturuyorsa hemen onun istediğini yapıp krizi önlemeye çalışmamalıdır. İlgiyi ona odaklamadan, sakin bir şekilde beklemeli, olumsuz davranış bittiğinde ilgiyi göstererek anlayabileceği dilden neden istediğini yerine getiremediğini ona açıklamalıdır. Ağlayarak ya da tepinerek istediği şeyi almasına ya da ebeveynlere yaptırmasına izin verilmemelidir.
- Çocuğa bağırmak, ceza vermek veya şiddet uygulamadan kaçınılmalıdır.
- İnatlaşan, isteklerinde ısrar eden ve huysuzlaşan çocuğa en iyi yaklaşım tarzı ilgisini ve dikkatini başka yöne kaydırmaktır.
- Çocuğun yemek, temizlik ve tuvalet eğitimleri için doğru zaman beklenmelidir. Çocuğun hazır olmadığı bir zaman diliminde özellikle tuvalet eğitiminin verilmesi çocuğa baskı hissettireceğinden inatlaşma davranışını da artıracaktır.
- 2-3 yaş çocukları sorgulama dönemindedir. Bu dönemde “Bu ne?, “Neden?”, “Niye böyle olmuş?” gibi sorular sıkça sorulmakta ve ebeveynlerden biran önce yanıt beklenmektedir. Ebeveynler ne kadar yorgun olursa olsun çocuğun sorularını yanıtsız bırakmamalı, onları terslememelidir. Çok sıkıldıkları, daraldıkları veya yorgun oldukları durumlarda ise dinlenmeye ihtiyaçlarının olduğunu ve sorularına daha sonra cevap vereceklerini belirtmelidirler.
- İki yaş döneminde çocuklar karanlık, köpek, yılan, gök gürültüsü, köpek balığı gibi şeylerden korkabilmektedir. Bu tür korkuların bu dönemde şekillenmesi oldukça doğal karşılanmalıdır. Çocuk bir bağımsızlaşma hareketi içindedir, aynı zamanda da karşılaşabileceklerinden korkmaktadır. Bu nedenle ebeveynler çocuğun korkularını küçümsememeli, ciddiye almalı ve ona destek olmalıdır. (Örneğin; “Korkacak bir şey yok.” demek yerine “Ben senin yanındayım ve seni korurum.” mesajını verebilmek gerekmektedir.) Destek gören çocuğun hem korkularında hem de inatlaşma davranışında azalma görülecektir.
- “Düşersin.”, “Canın yanar.”, “Kendine zarar verirsin.” gibi mesajlar çocuğun korkmasına, özgüveninin azalmasına ve cesaretinin kırılmasına neden olacaktır.
- Çocuğa karşı bu dönemde kullanılan “hayır” sözcüğü mümkün olduğunca azaltılmalıdır. Bunun yerine alternatif söylemler çocuğa yöneltilmelidir. Örneğin; bugün çok yorgun olduğumdan dışarı çıkıp top oynayamayız; ama istersen odanda oyuncaklarınla oynayabilirsin.” gibi.
Konuyla ilgili daha fazla bilgi almak, destek talebinde bulunmak veya randevu almak için iletişim adreslerinden bana ulaşabilirsiniz.
Klinik Psikolog
Bengisu Eğridere
YORUM YAZIN