Günümüzde birçok insanın mahremiyet eğitimi ve cinsel eğitimin aynı olduğunu düşündüğünü görmekteyiz. Ancak mahremiyet eğitimi, cinsel eğitimin bir parçası olsa da daha kapsamlı ve farklı açılardan önemli olduğu bilinen bir kavramdır. Bu iki kavram çok karıştığından öncelikle “Mahremiyet Eğitimi Nedir?” ve “Cinsel Eğitim Nedir?” sorularının cevaplarını yanıtlayalım.
Cinsel eğitim, çocuğun kendi cinselliğini tanımasını, gelişim sürecinde cinsellikle ilgili yaşayacağı fiziksel ve duygusal farklılıkları öğrenmesini sağlayan önemli bir eğitimdir. Ayrıca çocuğun ebeveynlere yönelttiği cinsellikle ilgili sorularda bunun bir parçasını oluşturmaktadır. Mahremiyet eğitimi ise cinsel bilgilerin yanında daha çok kendisinin ve diğer insanlarının özel alanlarının (göğüs, popo, genital organlar gibi) farkına varması, sosyal hayatın içinde kendi özel alanını koruması, diğer insanların özeline saygı duyması, kendisi ile çevresi arasında sağlıklı sınırlar koyması gibi bilgileri içermektedir.
Mahremiyet Eğitimi Kaç Yaşında Verilmelidir?
Cinsel kimlik gelişiminin yaklaşık 3-6 yaşlar arasında şekillenmeye başladığını söylemiştik. Dolayısıyla çocukların bu dönemde cinsellikle ilgili sorular sorduğunu ve cinsel eğitimin ebeveynler tarafından verilmesi gerektiğinden bahsetmiştik. Mahremiyet eğitimi de bu dönemde ebeveynler tarafından çocuklara verilmelidir. Zaten cinsellikle ilgili olan çocuk hangi vücut bölümlerini koruması gerektiği ve başka insanlarda hangi alanlara dikkat edeceğini rahatça öğrenecektir. Bu eğitimin verilmesi çocuğun ruhsal ve cinsel açıdan korunması adına çok önemli ve dikkat edilmesi gereken bir nokta olarak görülmektedir.
Çocuklara Mahremiyet Eğitimi Nasıl Verilir?
- Adım: Özel Alan Tanımlama: Çocuğun kendi mahremini, özel alanını koruyabilmesi için öncelikle bu alanı çocuğa tanımlamak gerekmektedir. Vücudun kişiye özel olan bölgeleri, bu bölgelerin gizlenmesi gerektiği çocuğa iki-üç yaşlarından itibaren yavaş yavaş anlatılabilir. Bu alanın başkalarından gizlenmesi ve anne-baba ve doktorlar dışında bu bölgeye kimsenin dokunmaması gerektiği çocuğa öğretilmelidir.
Çocuk için tanımlanan özel alan aynı zamanda anne-babanın da özel alanıdır. Çocuk ebeveynlerinin bu alanlarını görmek istediğinde çocuğa izin vermemeli, bu alanların kişiye özel olduğunu belirtmeli ve kimseye gösterilemeyeceğini anlatmalıdır. Çocuğa cinsel organlar, ancak o sorduğunda onun anlayacağı dille ve yumuşakça anlatılmalıdır. Cinsel organlar çocuk sorduğunda ebeveynler üzerinden değil, çocuğun kendi cinsel organları ya da kitaplar üzerinden öğretilmelidir. Bu şekilde yapıldığında çocuk, kendi özel alanını korumayı, başkalarının da özel alanlarına dokunmamayı ve bakmamayı öğrenecektir.
Bu bilincin oluşturulmasında en temel faktörlerden biri de ebeveynlerin çocuklarının bedenlerine yönelik yapacakları davranışlarda çocuklarının onayını alma yönünde eğilim göstermeleri olacaktır. Örneğin; terlemiş bir çocuğun atleti çocuktan izin alınarak ve insanların gözü önünde olmayan bir yere geçerek çıkartılmalıdır. Çocuk zamanla kendisinden izin alınmadan bedenine yapılacak müdahaleleri hisseder ve rahatsız olur. Bu da kendini koruması için gerekli bir durumdur.
- Adım: Odanıza İzin Alarak Girmesi Gerektiğini Öğretme: Çocuklara dört-beş yaştan itibaren ebeveynlerinin odası kapalı ise odaya kapıyı çalarak ve izin alarak girmesi gerektiği öğretilmelidir. Çünkü bu oda anne-babanın özel alanıdır ve özel alanlara girişte izin alınmalıdır. Çocuğun odasına girerken kapısının çalınması çocuğa iyi bir model oluşturacaktır. Odaya izinsiz girdiğinde çocuğa, “Odamızda giyiniyor olabiliriz, bu yüzden kapı kapalı ise tıklatıp izin alarak içeri girmelisin.’’ şeklinde açıklama yapılabilir.
- Adım: Tuvaletin Kapısını Kapalı Tutması Gerektiğini Öğretme: Çocukların iki yaşında tuvalet alışkanlığını kazanması, en geç beş yaşında tuvalet sonrası temizliklerini yapmayı öğrenmesi beklenmektedir. Anne-baba bu dönemleri dikkate alıp çocuğa tuvalet eğitimi verebilir ve eğitimin bir parçası olarak tuvalette yalnız olunması, başkalarının göreceği şekilde tuvaletini yapmaması gerektiği çocuğa anlatılabilir. Ebeveynler belirlediği bu kurala kendileri uyarsa, çocuğun bu kuralı öğrenmesi daha kolay olacaktır. Çocuk lazımlık kullanıyorsa, bu evin ortak kullanım alanlarına konmamalı, tuvalet ya da banyoda kullanılmalıdır.
- Adım: Çocuğun Özel Alanlarına Saygılı Olma: Çocukları başkalarının yanında giydirmemek, altlarını değiştirirken bile bir başka odaya götürmek çocuğun mahremiyetine saygıyı göstermektedir. Daha küçük diye düşünerek çocuğu iç çamaşırına varıncaya kadar başkalarının önünde soyup giydirmek doğru değildir. Özellikle dört-beş yaşından sonra çocuğu iç çamaşırı ile yıkamak, iç çamaşırı çıkarırken ve temizlerken gözleri kısarak ya da başı hafif yana çevirerek o alana saygı gösterdiğimizi hissettirmek çocuklarda mahremiyet duygusunun gelişmesine katkı sağlayacaktır. Yedi yaşından sonra banyoda çocukların kendi mahrem alanlarını kendi temizlemelerine fırsat tanımak da mahremiyet duygusunun gelişimi açısından doğru olacaktır. Yine kardeşleri dört-beş yaşından sonra birlikte banyoya sokmamak, sokulması zorunlu olan durumlarda ise onları iç çamaşırları ile yıkamak gerekmektedir. Tabi ki ebeveynlerin de çocuğun görmeyeceği bir alanda giyinip-soyunması çocuğun genellenmiş bir mahremiyet duygusu geliştirmesi açısından önemlidir.
- Adım: Çocuğun Cinsel Organlarını Sevgi Objesi Yapmama: Küçük çocukları cinsel organlarına dokunarak, onları konu yaparak sevmek doğru değildir. Çünkü bu durum, onların özel alanlarının ihlalidir. Çocuk bu şekilde hem mahremiyet ihlaline uğramış olur, hem de başkalarının özel alanlarının kullanılarak onlara şaka yapılabileceği inancını edinir. Ayrıca çocukları cinsel organlarını konu ederek sevmek, onları kendilerini kötü niyetli yabancılardan korumak konusunda etkisiz kılabilir. Çocuk, bir başkası özel alanına dokunmak istediğinde bunun iyi mi yoksa kötü mü olduğunun ayrımını yapamayabilir. Çocuğun cinsel organlarını şaka konusu yapmak, göstermesini istemek, onlara dokunmaya çalışmak çocuğun cinsel kimlik gelişimi açısından oldukça sakıncalıdır.
- Adım: Ebeveynle Yatakları Ayırmak: Bebeğin yatağının anne-baba yatağından ne zaman ayrılacağı tartışmalı bir konudur. Ancak bütün faktörler göz önüne alındığında ortaya şu şekilde bir tablo çıkmaktadır: Altı aya kadar çocuk annesi ile yatabilir. Altı aydan sonra ise annesi ile aynı odada ancak başka bir yatakta yatabilir. İki yaşla birlikte çocuk yavaş yavaş bağımsızlığını kazanır ve kendi başına yemek yemeye, yolda kendi başına yürümek istemeye başlar. Bu dönem gelişim olarak da çocuğun odasının ayrılabileceği bir zamandır. Ancak yalnızlık, anneden ayrılma, karanlık gibi konularda aşırı duyarlı ve kaygılı olan çocukların zorla yataklarını ayırmak doğru değildir. Öncesinde var olan kaygılar bir uzman yardımı ile giderilmeli, sonrasında yatak ayrımına gidilmelidir.
- Adım: Özel Alan İhlallerine Tepkiyi Belli Etmek: Çocukla birlikte dışarıda gezerken veya televizyon izlerken aniden karşımıza mahremiyet ihlali içeren sahneler ve durumlar çıkabilir. Bu gibi durumlarda çocuğa bir şey demeden onun duyacağı şekilde mahremiyet ihlali yapan kişiye tepki belli edilebilir. Örneğin bir televizyon sahnesinde arkadaşlarının mahrem alanına şaka amaçlı dokunan kişiye seslice kızılabilir. “İnsanların özel yerlerine dokunulmaz.” gibi cümlelerle tepki belli edilebilir. Böylece çocuk ebeveynlerinin tepkilerini modelleyerek mahremiyet ihlallerine karşı duyarlı hale gelir. Çünkü çocuklar anne-babaların kendilerine değil de başkalarına verdikleri tepkiler yoluyla daha kolay öğrenmektedirler.
Mahremiyet eğitimini alan çocuklar kendi özel alanını bilir, bu alanını korur ve başkalarının özel alanlarına da saygı gösterir. Bu durum, aynı zamanda çocuğun sağlıklı bir kişilik gelişimine zemin hazırlar. Cinsel taciz ve tecavüzlerin arttığı günümüzde çocukları korumanın ilk adımının onlara mahremiyet eğitimi vermek olduğunu düşünüyorum.
Eğer ebeveynler mahremiyet eğitimi veya cinsel eğitim vermekte zorlanıyor, çocuklarında beklenmedik davranışlar olduğunu gözlemliyor veya çocukların sorduğu sorularda yanıt vermekte zorlanıyorsa bir psikologdan destek almak yararlı olacaktır. Ayrıntılı bilgi almak, destek talebinde bulunmak veya randevu almak için bana ulaşabilirsiniz.
Klinik Psikolog
Bengisu Eğridere
Çok bilgilendirici bir yazı olmuş, teşekkürler Bengi Hanım!