Psikolog unvanı, üniversitelerin “psikoloji” bölümünde 4 yıllık lisans eğitiminin tamamlanmasıyla elde edilmektedir. Lisans eğitimi ardından tamamlanan “klinik psikoloji” yüksek lisans programı ise klinik psikolog unvanının alınmasını sağlamaktadır. Bunun üzerine alınan çeşitli terapi veya danışmanlık eğitimleri (psikanalitik terapi, bilişsel-davranışçı terapi, çift terapisi, duygu odaklı bireysel terapi, şema terapisi, aile danışmanlığı, vb.) ise psikoloğun çeşitli teknikler kapsamında yetkinleşmesine yardımcı olmaktadır. Klinik psikologlar, aldıkları eğitimlerin getirdiği yetkinlikle psikolojik destek süreçlerini yürütebilmektedir.
Psikologlar Ne İş Yapar?
Psikologlar, yüz yüze veya online görüşmeler vasıtasıyla psikolojik sorunların düzenlenmesinde kişilere yardımcı olmaya çalışmaktadır. Bu kapsamda danışanların hayatını olumsuz yönde etkileyen, işlevselliklerini düşüren, sosyal hayatlarında sıkıntı yaşamalarına neden olan sorunlar hakkında farkındalık kazandırmayı hedeflenmektedir. Bu noktada psikologlar, danışanları pasif olarak dinleyen, onları yönlendiren, eleştiren ya da yönlendiren pozisyonda kalmamalıdır. Aksine kişilerin duygu, düşünce, davranışlarını anlamaya çalışan ve ellerinden geldiğince danışanlara hoşgörülü, tutarlı, sakin, eleştirel olmayan ve sorunlarına yardımcı olma noktasında destekçi bir pozisyonda kalmaya özen göstermelidir.
Bunun yanı sıra psikologlar çeşitli test, ölçek veya envanter uygulamaları yapabilmektedir. Bu nesnel bilgilerden yola çıkarak da kişilerin sıkıntılarının kaynağı, şiddeti ve türü hakkında bilgi sahibi olunabilmektedir. Böylece kişiler yönlendirilebilmekte veya psikolojik destek sürecine dahil olmaları konusunda önerilerde bulunabilmektedir.
Psikolog Tercih Ederken Nelere Dikkat Edilmelidir?
Danışanların çoğu psikolojik destek almaya karar verdiğinde en çok psikolog tercihi yapmakta zorlanmaktadır. Maalesef alanda kendini psikolog olarak tanıtan ve danışmanlık hizmeti verdiğini iddia eden birçok kişi bulunmaktadır. Bu kişiler danışanlara yardımcı olduklarını söyleseler de bunun aksine zararlı sonuçlara neden olabilmektedir. Bu nedenle öncelikle psikoloji eğitimi almış, mümkünse klinik psikoloji unvanı bulunan, yetkin ve işini etik çerçevede yapan bir psikologla süreci başlatmak oldukça önemlidir. Bu noktada danışanların başvuracağı psikologların eğitimi, yetkinliği ve donanımı hakkında iyi araştırma yapmaları önerilmektedir. Doğru psikolog tercihi ve kişiye uygun görüşme tekniği ile danışan psikolojik destek sürecinin sonunda kendini daha iyi hissedebilir hale gelmektedir.
Psikiyatrist İle Psikolog Arasındaki Farklar Nelerdir?
Psikiyatristler, üniversitelerin “tıp” bölümünden mezun olmuş ve “psikiyatri” bölümünde uzmanlığını tamamlamış kişilere denmektedir. Psikologlar ise az öncede bahsettiğimiz gibi üniversitelerin “psikoloji” bölümünü bitirip unvanını almış kişilere denmektedir. Kısacası psikiyatristler doktor unvanına sahiptir. Bu nedenle psikologların ilaç yazma yetkisi yoktur. Yasal çerçevede reçete yazma ve alternatif tıbbi tedavileri uygulama yetkisi ve sorumluluğu psikiyatristlere aittir.
Bu nedenle psikiyatristler, tedaviyi ağırlıklı olarak tıbbi tedavi yoluyla gerçekleştirmektedir. Psikologlar ise psikolojik destek süreçlerinde bireysel yüz yüze ya da online görüşmeler yapmayı tercih etmektedir. Tabii ki psikiyatristler hiç yüz yüze ya da online görüşme yapmıyor demek doğru değildir. Ancak genellikle psikiyatristler tarafından psikolojik sorunlara çözüm yolu ilaçla sağlanmaktadır. Bu nedenle ilaç tedavisi tercih etmeyen, bireysel görüşmelerle davranışsal, bilişsel ya da duygusal sorunlarına çözüm yolu bulmak isteyen kişilerin bir klinik psikologla iletişime geçmesi tavsiye edilmektedir. Konuyla ilgili ayrıntılı bilgi almak ya da randevu talep etmek için iletişim bilgilerinden bana ulaşabilirsiniz.
Klinik Psikolog
Bengisu Eğridere