Yeme bozuklukları son zamanlarda oldukça sık görülen psikolojik rahatsızlıklar arasında yer almaktadır. Yeme bozukları kategorisi içinde ise en çok duyulanlardan biri anoreksiya nevrozadır. Kelime anlamıyla “anoreksiya” iştah kaybı, “nevroza” ise duygusal nedenleri tanımlamaktadır. İsminden de anlaşılacağı gibi anoreksiya nevroza aslında duygusal temellere dayanan bir psikolojik rahatsızlıktır.
Bu bozukluk kişinin bedenini olduğundan daha kilolu ve bozulmuş bir şekilde algılaması sebebiyle yemek yemeyi reddetmesi ve buna bağlı olarak da aşırı kilo kaybı olarak tanımlanır. Bu kişiler kilo kaybını kendi istekleriyle başlatır ve sürdürür. Anoreksiya nevroza danışanları ne kadar kilo verirlerse versinler bedensel algılarına duydukları çarpık yaklaşım (kiloluyum) nedeniyle kolay kolay yemek yemeyi kesme sürecini bırakmazlar.
Yeme bozuklukları içinde anoreksiya nevroza, ölüm oranı en yüksek olan psikolojik rahatsızlıktır. Bunun yanında kemik erimesi, kalp rahatsızlıkları, böbrek rahatsızlıkları, kas erimeleri, hormon bozuklukları ve bunun gibi ek rahatsızlıkları da beraberinde getirir. Bu sebeple teşhis ve fiziksel bulguların düzeltilmesi için tedavisinin mutlaka yapılması ve bunların yanında psikolojik destek sürecine de girilmesini gereken bir sürece sahiptir.
Anoreksiya Nevroza Kimlerde Görülür?
Yeme bozukluklarının görünüşü genellikle ergenlik sonuna kadar ortaya çıkmaktadır. Otuz beş yaşından sonra görülme sıklığı ise oldukça enderdir. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülmektedir. Bunun sebebi olarak kadın rolünün toplum içindeki etkisi gösterilmektedir. Son dönemlerde beğenilen kadınların daha çok zayıf ve zarif görünmesi sebebiyle kişilerin kilo verme isteklerinin arttığı gözlenmektedir. Bu noktada medyanın yarattığı algıda oldukça etki sahibidir.
Anoreksiya Nevroza Belirtileri Nelerdir?
Bu kişiler çoğunlukla yemekle ilgili sıkıntılarını saklayan, rahatsızlıklarını reddeden ve tedavi olmamak adına oldukça inatçı bir görünüme sahiplerdir. Bu nedenle teşhis ve tedavi çoğunlukla danışanların aileleri tarafından yapılandırılır.
- Düşük vücut ağırlığı
- Kilo almaktan korkma
- Düşük vücut ağırlığına rağmen sürekli kilo almayı engelleyici davranışlarda bulunma
- Beden biçimini algılamada bozukluk
- Yemek yemeyi kesmeye rağmen yemekle zihinsel olarak aşırı meşgul olma (yemek yediğini hayal etme, besinlerle ilgilenme ama yememe, vb.)
- Sosyal hayattan geri çekilme
- Yemek yediğine dair yalan söyleme
- Gizli yeme rutinleri gösterme (kimsenin olmadığı yerlerde besin tüketimi)
Anoreksiya Nevrozanın Nedenleri Nelerdir?
Birçok psikolojik rahatsızlıkta olduğu gibi anoreksiya nevrozanın nedenleri biyolojik, çevresel ve duygusal temellere de dayanabilmektedir. Özellikle toplumsal yapı veya aile içinde herhangi bir bireyin yeme bozukluğuna sahip olması bu aile içinde yetişen kişilerinde yeme bozukluğuna sahip olmasına neden olabilmektedir. Ancak burada kişilerin kendilerine veya bedenlerine karşı duyguları da yeme bozukluğuna zemin hazırlayabilmektedir. Danışanların kendilerini kusurlu, yetersiz, önemsiz, değersiz, sevilmez, şefkate layık olmayan, yalnız, güvenilmez, korku içinde, suçlu, çaresiz veya iğrenç algılamaları bedenlerini ve bu çerçevede de insanların gözündeki pozisyonlarını değiştirmek için kilo vererek duygularını bir nevi tamir etme isteğine götürebilmektedir.
Anoreksiya Nevrozanın Tedavisi Nasıl Yapılır?
Daha önceden de bahsettiğim gibi anoreksiya danışanları çoğunlukla kendi başlarına tedaviye gelmezler. Genellikle aileler veya alternatif birimlerdeki doktorlar tarafından psikiyatri servisine yönlendirilirler. Bu aşamada danışanların psikolog veya psikiyatristleri kandırabilmesi çok olasıdır. Çünkü anoreksiya nevrozaya sahip bireyler belirtileri veya şikâyetlerini gizleyebilmek adına oldukça sıkı çalışırlar. Az yemek tüketimine karşın oldukça enerjik görünüşleriyle de bunu gösterirler. Bu sebeple teşhis adına oldukça ayrıntılı değerlendirme yapmak gerekir. Teşhis aşamasıyla kişilerin alternatif herhangi bir fiziksel rahatsızlıkları olup olmadığına bakılır. Eğer herhangi bir fiziksel rahatsızlık varsa bunun tedavisi için gerekli birimlere yönlendirilir ve uygulanması gerekirse gerekli ilaç tedavilerine başlanır (hormon bozuklukları, kan veya böbrek rahatsızlıkları nedeniyle). Bunun yanında genellikle danışanlara diyetisyen ve düzenli bir görüşme için bir psikiyatrist veya psikolog önerilir. Bu aşamada psikolojik destek sürecinin kısa süreli olmadığı, yüz yüze ve bireysel görüşmelerle ilerletilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Kişi mutlaka bu alanda çalışan bir uzmana başvurmalı ve güvendiği bir psikolog veya psikoterapistle süreci ilerletmelidir. Bu noktada konu hakkında ayrıntılı bilgi almak, destek talebinde bulunmak veya randevu almak için iletişim bilgilerinden bana ulaşabilirsiniz.
Klinik Psikolog
Bengisu Eğridere
YORUM YAZIN