Okul öncesi dönem çocuklarının belirli zamanlarda yalan söyleme davranışı sergilediği görülmektedir. Peki “Çocuklarda yalan söyleme davranışı neden görülür?” ve “Yalan söyleme davranışı nasıl önlenir?”. Bu yazıda bu soruların cevaplarını yanıtlamaya çalışalım.
Yalan, genel olarak insanların korku ya da kaygı duyduğu bir durum, olay ya da andan kurtulmak için başvurduğu bir savunma mekanizmasıdır. Bu çoğunlukla kişinin otomatik olarak yaptığı bir kendini koruma yoludur. Tabi ki bu eylemi otomatik olarak yapmak yalan söylemenin sağlıklı bir savunma mekanizması olduğu anlamına gelmez. Sonuçta kişi hatası veya kaygısıyla baş edemeyip onu gizleyerek gerçeğe uygun olmayan bir girişimde bulunmaktadır. Ancak çocukların yalan söyleme davranışı yetişkinlerin kendini koruma yöntemi olarak kullandığı gibi bir davranış değildir. Bu okul öncesi dönem çocuğunun gelişiminin bir parçasıdır. Peki, “Çocuklarda yalan söyleme davranışı neden ortaya çıkar?”.
Okul Öncesi Çocuklarda Yalan Söyleme Davranışı Neden Görülür?
Çocuklar okul öncesi dönemde gerçek ve gerçekdışı olayları birbirinden ayırmakta zorlanmaktadır. Çünkü bu dönem çocuğunun gerçeklik algısı henüz oluşmamıştır. Çocukların gerçeklik algısını oturtabilmesi için bu süreç bir geçiş aşaması olarak düşünülebilir. Çocuk henüz gerçek ve gerçekdışı sembolleri ayırma yetisine sahip olmadığından gerçek olmayan şeyleri anlatarak yetişkinlerin gözünde yalan söylüyor olabilir. Ancak çocuk aslında karşısındaki insanı aldatma veya kendi kaygısını bastırma amacıyla bu davranışı sergilememektedir.
Çocuğun anlattığı olaylar abartılı, eksik, yanlış, uydurma veya gerçekdışı sembollerin bulunduğu olaylar şeklinde olabilmektedir. Örneğin çocuk gerçek olmadığı halde arkadaşlarının yanında babasının çok para kazandığını ve yakında yeni bir araba alacağını anlatabilir. Bu çoğu kez çocuğun hayalinde kurduğu gerçekdışı olan olayın etrafa aktarılmasıdır. Rüyalar, hayaller, izlenilen programlar buna kaynaklık edebilmektedir.
Normal süreçte ilkokul çağına geçildiğinde yavaş yavaş bu durumun değişmesi beklenmektedir. Bu nedenle ebeveynlerin paniğe kapılmadan sakin kalarak, kızmadan yargılamadan bunun doğal olduğunu bilerek çocuklarına yaklaşmaları gerekmektedir. Bu yüzden çocuklarda görülen yalan söyleme davranışını “davranış bozukluğu” olarak adlandırmak için önce çocuğun yaşı ve yalanı neyden sonra söylediği göz önünde bulundurulmalıdır. Eğer çocuk ilkokul çağına gelmesine rağmen sıkıştığını hissettiğinde, fazla kısıtlandığında, her şeyine müdahale edildiğinde, övülme veya sevilme ihtiyacı hissettiğinde, cezalandırılmadan kaçındığında veya kızılacağını düşündüğünde yalan söyleme ihtiyacı hissediyorsa bu konuda bir uzmana başvurmak faydalı olacaktır.
Okul Çağı Çocuklarında Yalan Söyleme Davranışı Neden Görülür?
- Çocuğun aile üyelerinin veya çevresindeki insanların sık sık yalana başvuruluyor oluşu,
- Çocuğa yeterince ilgi, sevgi veya değer göstermiyor, koşullu gösteriliyor ya da fazla gösteriliyor oluşu,
- Çocuğun eleştirilmesi, aşağılanması ya da toplum içinde rencide ediliyor oluşu,
- Çocuğun cezadan, kızılmasından kaçıyor oluşu,
- Çocuğun hayranlık kazanmak istiyor, övgü almak istiyor oluşu,
- Ebeveynlerin veya arkadaşlarının sevgi ve ilgisini paylaşmak istemiyor oluşu,
- İstemediği ancak ebeveynlerin direttiği bir şeyi yapmak zorunda kalıyor oluşu,
- Ebeveynlerin çocuğu fazla kısıtlıyor ve yaptıklarına müdahale ediliyor oluşu vb.
Yalan Söyleyen Çocuğa Nasıl Davranılmalıdır?
- Başlangıçta ebeveynler yalanın içeriğine değil çocuğun neden yalan söylediğine odaklanmalıdır. Çünkü çözüm çocuğun neden bu davranışı yapmaya yöneldiğini anladığımızda sağlanabilecektir.
- Anne-babalar çocuğa doğruyu söylemek noktasında model olmalıdır. Çocuk birincil olarak ebeveynlerinin davranışlarını model almaktadır. Ebeveynler çocuğa doğru söyle derken kendileri etraflarındaki insanlara yalan söylerse çocuk yalan söyleme davranışından vazgeçmeyecektir.
- Ebeveynler çocuğu yalana itecek davranışlarda bulunmamalı ve çocuğun yapamayacağı büyük sorumlulukları ona yüklememelidir.
- Anne-babalar çocukları başka insanlarla kıyaslamamalıdır.
- Ebeveynler çocuğu eleştirmemeli, küçük düşürmemeli, tehdit etmemeli, cezalandırmamalı, baskıcı tutumlar sergilememelidir. Bunlar çocuğu kötü hissettireceğinden yalan söyleme davranışına daha çok itecektir.
- Ebeveynler çocuğun yalan söylediğini fark ettiğinde hemen bunu çocuklarıyla yüzleştirmemeli, “İşte senin açığını yakaladım.” mesajını onlara vermemelidir. Bu alternatif yollarla çocuğa gösterilmelidir.
- Ayrıca çocuğun yalan söylediği fark edildiğinde cezalandırmak veya kızmak yerine yaptığının doğru bir davranış olmadığı hatırlatarak bunu tamir etmesi için desteklenmelidir. Böylece çocuk yaptığı hatanın telafi edilebilir olduğunu anlayacak ve buna başvursa bile sonrasında ailesine gidip doğruyu söyleyebileceğini öğrenecektir. (“Hadi gel birlikte anneye doğruyu söyleyelim. Yaptığımızın yanlış olduğunu ve üzgün olduğumuzu ona söylersek bizi anlayacaktır.” gibi)
- Bu aşamada iletişim çok önemlidir. Çocuğun bir sorun, sıkıntı, istek veya ihtiyacını paylaşmak istemesi halinde yargılanmadan veya karşı tarafın sevgisi azalmadan bunları ailesiyle konuşabilmek ister. Eğer bu sağlanabilirse zaten otomatik olarak yalan söyleme davranışı yavaş yavaş ortadan kalkacaktır.
Tabi ki ebeveynler yalan söyleyen çocuğa her zaman bu kadar sakin ve anlayışlı yaklaşamamaktadır. Eğer anne-babalar bu süreçle baş etmekte zorlanıyor, nasıl davranacaklarını bilemiyor, bazı şeyleri uygulamaya çalışmalarına rağmen başarılı olamıyor ise bir psikologdan yardım almaları sürecin çözümü için etkili olacaktır. Ayrıntılı bilgi almak, destek talebinde bulunmak veya randevu almak için iletişim adreslerinden bana ulaşabilirsiniz.
Klinik Psikolog
Bengisu Eğridere
YORUM YAZIN