Antisosyal kişilik bozukluğu, iki aşamada ortaya çıkan belirtilerin görüldüğü bir rahatsızlıktır. Bunlardan ilki bu kişilerin ergenlik döneminden önce belirli davranış bozukluklarına sahip olması gerekliliğidir. Bu davranış bozuklukları; okuldan kaçma, evden kaçma, sık yalan söyleme, hırsızlık, yangın çıkartma veya maddi eşyalara zarar verme şeklide görülebilmektedir. İkinci aşama ise bu antisosyal davranışların yetişkinlikte de devam etmesi gerekliliğidir. Yani antisosyal davranışların çocukluktan başlamış olması tanı koyma kriterleri içinde yer alan önemli hususlardan bir tanesidir.
Antisosyal kişilik bozukluğuna sahip yetişkinler sorumsuz ve antisosyal davranışlarını sürekli iş değiştirerek, kuralları çiğneyerek, sık sık yalan söyleyerek, öfkeli veya fiziksel saldırganca davranışlar sergileyerek, borçlarını zamanında ödemeyerek, etrafına veya kendine zarar vererek gösterebilirler. Bu kişilerin ortak özelliği manipülasyon ve aldatma yoluyla kendi çıkarları doğrultusunda işleri veya kişileri yönlendirmektir. Bunun sebebi kişilerin dürtüsel oluşudur. Yalanların, suçların ve cezaların farkındadırlar; ancak doğrulara, ahlaki, toplumsal ve hukuki kurallara aldırış etmediklerinden tekrar tekrar suç işleme eğilimindedirler.
Bu kişilerin olumlu ya da olumsuz her duygulara karşı vurdum duymaz davrandığı görülmektedir. Başkalarına dair olumlu duygular oldukça azdır. Bunun yerine sahte bir etkileyicilikle insanları kendi çıkarları doğrulusunda kullanmayı tercih etmektedirler. Bu kişilerin olumsuz duygularının olmamasıysa hatalarından ders çıkarma oranlarını minimuma indirmektedir. Bu da hem kendilerine hem de çevrelerine karşı sorumsuzca davranmalarına neden olmaktadır.
Antisosyal Kişilik Bozukluğu Tanısı Nasıl Koyulmaktadır?
Antisosyal kişilik bozukluğunun tanısı Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı’nda (DSM-V) yer alan kritere göre konulmaktadır.
- Aşağıdakilerden üçü ya da daha çoğu ile belirli, 15 yaşından beri süregelen, başkalarının haklarını umursamayan ve çiğneyen yaygın bir örüntü:
- Tutuklanmasına yol açan yineleyici eylemlerde bulunmakla belirli olmak üzere, yasal yükümlülüklere uymama.
- Sık sık yalan söyleme, takma adlar kullanma ya da kişisel çıkarı ya da zevki için başkalarını dolandırma ile belirli sahtekarlıklar.
- Dürtüsellik ya da geleceğini tasarlayamama.
- Sık sık kavga, dövüşlere katılma ya da başkalarının hakkına el uzatma ile belirli olmak üzere sinirlilik ve saldırganlık.
- Kendisinin ya da başkalarının güvenliğini umursamama.
- Sürekli bir işinin olmaması ya da parasal yükümlülüklerini yerine getirmeme ile belirli sürekli bir sorumsuzluk.
- Başkasını incitmesi, başkasına kötü davranması ya da başkasından çalması durumunda aldırmazlık gösterme ya da yaptıklarına kendince bir kılıf uydurma ile belirli olmak üzere vicdan azabı çekmeme.
- Kişi en az 18 yaşında olmalıdır.
- 15 yaşından önce davranım bozukluğu olduğuna ilişkin kanıt bulunmalıdır.
Antisosyal Kişilik Bozukluğunun Nedenleri Nelerdir?
Yapılan araştırmalar antisosyal kişilik bozukluğunda biyolojik, kalıtsal ve çevresel faktörlerin eş zamanlı etkisinin olduğu yönündedir. İlk olarak beyinde duygu kontrolünün yapıldığı ve bunların iletildiği merkez olan limbik sistemde biyolojik hasar veya kafa travmalarının antisosyal kişilik bozukluğuna etki eden biyolojik nedenlerden biri olabileceği yönündedir. Bunun yanında testesteron, kortizol ve serotonin seviyeleri arasındaki dengesizlikte antisosyal kişilik bozukluğuna neden olabilecek biyolojik nedenler arasındadır. Yapılan ikiz çalışmalarında da bu bozukluğun kalıtsal olduğu ortaya çıkmış; ancak çevresel faktörlerinde antisosyal davranışların ortaya çıkışında büyük rol oynadığı keşfedilmiştir.
Antisosyal Kişilik Bozukluğunun Tedavisi Nasıl Yapılmaktadır?
Antisosyal kişilik bozukluğunun tedavisi oldukça zordur. Tedavide zihinsel kapasitelerin gelişmesi, ahlaki ve toplumsal davranışların şekillendirilmesi amaçlı daha çok bilişsel-davranışçı tedaviler ve destekleyici bireysel terapilerin uygulanılmasıyla sonuç alındığı görülmektedir. Ardından ise grup terapileriyle ise empati kurabilme, diğerleriyle belirli bir bağ oluşturabilme, bir diğerinin ona ihtiyacı olabileceğini anlayabilme gibi becerilerin gelişimi amaçlanmaktadır.
Herhangi bir nedenden ötürü psikolojik destek almak isteyen herkes şikayetleriyle ilgili ayrıntılı bilgi almak, destek talebinde bulunmak veya randevu almak için iletişim bilgilerinden bana ulaşabilir.
Klinik Psikolog
Bengisu Eğridere
YORUM YAZIN